Zafer Meydanı yeniden düzenlemesi ve Öğrenci Gençlik Merkezi
Proje Konusu
Konu yapı ve alan; Lörcher planında, Yansen planında ve sonrasında 1957 yılında yapılmış olan yeni imar planında yeri hiç değişmemiş bir kentsel niş olan Zafer Meydanı ile Zafer Parkı, meydan ile ilişkili olan Zafer Anıtı(1927), meydanın doğusunda yer alan “Giyim Dünyası” adı altında kullanılan ticari yapılardan oluşan bütündür.
1925 yılında Lörcher’in kentsel kamusal bir boşluk olarak terk ettiği meydan 1932 yılında Yansen’in tasarımında da korunmuştur. Sonrasında değişen imar yapısı ya da kentsel doku bu boşluğun yapısını değiştirmeden korumuştur. Zafer Anıtı ile önem kazanan bu alan adını da yeni kurulan Cumhuriyeti temsil edecek şekilde ikonlaşmıştır. “Zafer” kazanma ifadesinin yanında bir doğumu dolaysıyla bir değişimi sembolize eder. Bu bağlamda “Anıt” aslında geleceğe bakma eyleminin biçimsel sonucu, aynı zamanda geçmişten destek alan bir eylemin, zaman içinde kendini konumlandırmış ve zamanı durdurmuş bir hali gibidir.
1980 Yılında Zafer Çarşısı açılmıştır. Bu çarşı Zafer Meydanının altında inşa edilmiştir. Bundan altı yıl sonra ise Zafer Parkındaki ağaçların kesilmesine karşılık başlayan eylemler ile kentte yaşayan insanlar kamusal bilinç açısından sınanmışlar ve bu parkın yok edilmesine engel olmuşlardır.
Meydanın doğusunda yer alan ve kelimenin tam anlamı ile ticari birimlerin kendilerine hak gördükleri rahatlıkla, değiştirilmiş, bozulmuş, yıpratılmış, tabela ile kaplanmış, fütursuz bir kullanım anlayışı ile mekansal bütünlüğü katledilmiş olan yapı bir Emin Onat yapısıdır. Bu yapı 1952 yılında tamamlanmış olan ve mimari kültürümüzün önemli bir elemanıdır. Dönemin -dünyanın kalan mimari yapısı dahil-olmak üzere çok ileride olan bu tasarım, geçirgen bir kurgu ile kamusal hareketin sürekliliğini sağlamak ve kente ait alternatif kamusal kullanım önerileri getirmek gibi önemli dertleri olan bu yapı Türkiye mimari kültürünün önemli bir unsurudur. Bir yazlık gazino fonksiyonuna hizmet etmek üzere tasarlanmış olan yapı günümüzde bile modern sayılabilecek çizgilere ve anlayışa sahiptir.
Tahribat sadece Emin Onat yapısında değil meydan yüzeyinde alınan birçok kararda kendisini göstermektedir. Birbirinden bağımsız zamanlarda, birbirleri ile ilişkisiz kişiler ya da idareciler tarafından alınan bu kararların bir çoğu hem meydanın, hem parkın hem de bu alana ciddi zarar vermiştir.
Mimari düsturdan uzak, bir pastacı endamı ile yapılmış olan çarşı girişleri hem absürt biçimsel tavrı hem de yersiz hacmi ile meydana zarar vermekte ve kamusal iletişimi büyük oranda koparmaktadır.
Yine meydanı ciddi bir büyüklük ve ticari trafiği ile perdeleyen büfe yapılarının yola paralel kurgusu meydanın etkileşim yüzeyini azaltan diğer bir unsurdur.
Öneri Proje
Öneri projede dört strateji geliştirilmiştir. Bu stratejilerin amacı genel olarak alanı yeniden koruma altına almak ve bozulmaların önüne geçmektir.
Birinci strateji:
Yukarıda anlatılan Emin Onat yapısının eski haline getirilmesi ve ilk tasarım kurgusunda belirlenen bağlam ve kurguyu yeniden ortaya koymaktır. Biçimsel olarak da bu yapıyı genlerine geri döndürmek ve yapısal bütünlüğünü güçlendirerek yeniden ve daha asil bir fonksiyon ile kullanıma açmaktır.
Yapıda ikamet etmekte olan ticari kullanıcıların çıkarılmasının ardından yapının strüktürü açığa çıkarılarak zaman içinde yapılmış olan bozulmadan arındırılarak modern çizgisine geri döndürülecek olan yapı Zafer Meydanına cephe olabilecek niteliğe geri getirilecek ve ticari işgalden arındırılacaktır. Bu bağlamda yapının ince ve sakin detayları yeniden üretilerek ilk yapıldığı haline yakın bir kütleye dönüştürülecektir. Yapının önünde meydan yüzeyi ile kopmasına neden olan kot farkı da bir kentsel amfiye dönüştürülerek meydan-yapı ilişkisi yeniden üretilecek, bu üretimde kentsel etkileşim maksimize edilecektir.
İlk tasarımın esas kurgusu olan kent terası yeniden ortaya çıkarılacak, kapatılarak ticari olarak rehin alınan bu kamusal açık alan yeniden ortaya çıkarılacaktır. Bu bağlamda Bayındır Sokak ilişkisi ilk tasarımda olduğu gibi yeniden sağlanacaktır.
İkinci strateji:
Yapının mevcut fonksiyonu yerine yeniden doğuşunun ardından ticari amaç gütmeyen ve idarenin onayı ve isteği doğrultularında kamusal fonksiyonlar geliştirilmiştir. Ana fonksiyon; Öğrenci Etkinlik Merkezidir. Bu fonksiyon kentin dinamik bir popülasyonunu oluşturan öğrencilerin çalışabilecekleri bir ortam oluşturma amacı güder. Bu doğrultuda kent terası ile beraber işleyecek olan bireysel ve grup çalışma mekanları, tüm kamuya hizmet edecek biçimde tasarlanmıştır. Teras, Zafer Meydanına bakan büyük bir balkon, eve aidiyet duygusunun ortaya çıkarıldığı bütüncül bir üretim ve çalışma alanları ise bu terasla ilişkili esnek bir mekan olarak üretilmiştir.
Meydan ile ilişkili amfi kotu yüzeyi ise kente ait bir sergi alanı olarak tasarlanmıştır. Bu alanda bir kent maketi ve kente ait üretimlerin sergilendiği bir boşluk yer almaktadır. Aynı zamanda kentin gelişimine ait kurguların gösterildiği medya odaları da bu boşlukta kamusal kullanıma hizmet verecek şekilde tasarlanmıştır.
En üst kat ise bir kent kitaplığı olarak Ankara arşivlerine ev sahipliği yapmak üzere kurgulanmıştır.
Üçüncü strateji:
Meydan yüzeyinde yer alan yabancı cisimler yok edilerek neden oldukları olumsuz etki ortadan kaldırılacaktır. Bu bağlamda, Zafer Çarşısı giriş kütleleri, büfeler, otobüs durakları vb. elemanlar ortadan kaldırılarak kamusal yüzey arttırılacak, etkileşim maksimize edilecektir.
Çarşı girişleri bulunduğu seviye olan alt kottan sağlanacak, böylece giriş kütlesi ihtiyacı ortadan kaldırılacaktır. Bu sayede bu büyük kütleler sadece zeminde boşluklar olarak yeniden detaylandırılacak ve bu şekilde yenilenecektir.
Zafer çarşısında yer alan ortak alan ise meydan yüzeyine açılarak bu alana ait kamusal kullanım meydan zeminine taşınacaktır. Bu durumda zemin altı çarşıya ışık alınacak ve meydan altındaki fonksiyon ile beslenecektir.
Dördüncü strateji:
Kamu hareketi yeniden sorgulanmıştır. Bu bağlamda meydan ile park ilişkisinin güçlendirilebilmesi adına trafik yeniden yorumlanmış ve yavaşlatılmıştır. Bu yapılırken durakların da meydan ilişkisini kesmemek adına Atatürk Bulvarının aşağısına taşınması ile Anıt ortaya çıkarılmış ve Zafer Meydanı ile ilişkisi güçlendirilmiştir.
Zafer Anıtı, iki yaka arasında kalmış genişlemiş bir refüj parçasında yer almaktadır. Bu durum yoğun trafik yüzünden giderek kamu yüzeyinden ayrışmasına neden olmuştur.
Araya sıkışmış olan Anıt sadece yola paralel açılarda yani yine refüj üzerinde iken süreksiz algılanabilecek şekilde sıkışmıştır. Bunun giderilmesi için refüj ve yol ilişkisi yeniden yorumlanmış ve yavaşlatılmış yol ile yeni bir yüzey önerisi getirilmiştir.
Bu durumda meydan yüzeyi ve yol yüzeyi aynı kotta ve aynı malzeme ile yeniden üretilecektir. Bu üretim sırasında yüzey bütünlüğü tüm kurgusu boyunca ayrışmış olan Zafer Meydanı ve Zafer Parkını bir araya getirecek bir rol üstlenecektir.
Birçok Avrupa kentinde uygulaması yapılmış ve kamusal bütünlüğü sağladığı ve trafik sorununu görmezden gelmek yerine bu sorun ile yüzleşmek yöntemi ile üretilen alanlar kullanım senaryoları bakımından başarılarını ispatlamıştır.